Kalimera evribadi, bu başlık altında anlatacağım şeyler sana sınavı kazandıracak en önemli ikinci madde ve sonuna kadar okuman şart. Unutmadan, burada bak şunu asla yapma ya da böyle yapmalısın dediğim şeyleri yargılamadan ve yadırgamadan uygulamasın. Böyle emirvarî ve ukalaca konuşmayı inan bende sevmiyorum ama gerçekten önemli çünkü konuya çalışarak konunun %40 ya da %50 si kadarını ancak halledebilirsin. Soru bankaları ile öğrendiklerini pratiğe dökersin ve böylece konunun artık %70 ine hakim olmuş olursun. Soru bankalarındaki yapamadığın sorular ve bak bu iyiydi işte dediğin, tekrarlamak üzere kesip defterine yapıştırdığın sorular ile %80 e kadar bu rakamı çıkartırsın ve denemeler ile %95 e tamamlarsın. Tekrar yapmazsan başa dönersin ve %40 a düşersin . Şimdi soru nasıl çözülür ve soru çözme alışkanlığı nedir ve neye dikkat etmen gerek bunları bi’ konuşalım.
Burada yazılan her şeyi video ile izlemek isterseniz Soru Nasıl Çözülür ve Soru Çözme Alışkanlığı video anlatımını izleyebilirsiniz.
Öncelikle çözdüğün soru sayısı önemsiz bunu bi’ kere kabul et. “Nasıl ya abi hocalar en az 400 soru çözmemiz gerektiğini söylüyor sen çok biliyorsun kalsın kardeş” diyeceksin ama bi’ dur; demek istediğim 2 test çöz geç demek değil. Hocaların söylediği şeye katılıyorum yani en azından her konu için en az 400 soru çözmelisin ama verimli bir şekilde. Hah bu söylediğim şey ise “önemli olan verimli çalışmak” diyen hocaları ve arkadaşlarını destekliyor. Benim ve hocalarının söylediği o 400 sorudan kasıt doğru kaynaklardan doğru soruları çözmendir. Soru tiplerini görmendir yoksa 900 soru çözen ile 400 soru çözen arasında hiçbir fark yoktur.
Soru Nasıl Çözülür?

Soru Çözme Alışkanlığı ve Soru Nasıl Çözülür
Masanın üzerindeki bir kitapla ve sandalye üzerinde oturarak, üçlü koltuğa uzanıp ya da yatağa yüzüstü yatarak değil. Yani rahat pozisyonlarda ÇA-LI-ŞIL-MAZ.
Soru Çözme Alışkanlığı ve Ölümcül Hata
Konuyu çalıştın, aldığın notları tekrar ettin, açtın soru bankanı başladın soruları çitlemeye. Sonra bir soru çıktı karşına, aslında yapabilecek gibisin ama sanki zor gibi de. Önce aklına ilk gelen yolu denedin çıkmadı soru. Büyük bi’ hışımla hemen sildin yazdıklarını sonra acaba bi’ hata mı yapıyorum diye tekrar aynı yoldan bir daha denedin. Yok olmuyor, hata yok, işlemlerinde de hata yok, eeee? Alla alla nerde hata yapıyorsun ya? Bi daha sildin. Sonra bi’ düşündün aklına başka bir şey gelmiyor, lan neden çıkmıyor bu soru yaaa diye de tekrar iç geçirdin. Bi’ daha yazdın sonra o ilk yolu… Anladın mı yaptığın ölümcül hatayı?
Bak eğer aklına ilk gelen yoldan gittiğinde çıkmıyor ise o soru, öncelikle yazdıklarını silme ve kontrol et işlem hatan filan var mı diye eğer yoksa ve aklına başka bir yol da gelmiyorsa ikinci kez asla silip aynı şeyleri yazma, bu sana sadece zaman kaybettirecek ve kafanı da allak bullak edecek, efor kaybetmiş olacaksın, fark etmeden yorulmuş olacaksın. İşte ölümcül hatan bu olacak. Çünkü soru çözerken alışkanlıklar edinirsin ve bu edindiğin alışkanlığı sınavda da yaparsın. Hayır yapmam deme, yaparsın. Bu tıpkı araç kullanmaya benzer; vites yükseltirken asla şimdi arabanın devri yükseldi vitesi yükselteyim diye düşünmezsin. Şimdi anladın mı? Öncelikle bu alışkanlıktan vazgeçmelisin. Zor bir soruya şimdilik maksimum -matematiği orta düzey ve üstü için- 5 dk vermelisin. Eğer çıkmıyor ise işaretlemeli daha sonra tekrar bakmalı yine çıkmıyorsa cevap, akşama çözdürmek üzere sorulacaklar zarfına atmalısın.
Hanımefendiler, beyfendiler buradan tek sonuç çıkıyor; Zaman tutmalı mıyım?
Evet! Çalışmaya yeni başlamış ve yavaş isen, zaman tutmak da biraz ağır geliyorsa sana, kaçacak yerin ve bahanen yok maalesef yine de zaman tutacaksın. Ancak 1 dk yerine bu 2 olur 3 olur ama mutlaka olur. Yani olsun, olmalı!!! Kendine zaman tutmak konusunda biraz taviz vereceksin elbette, meselâ şimdilik en fazla 3dk diyeceksin ve bu verdiğin taviz kesin bir tarih olmalı yani 24 ocaktan itibaren artık sorulara 2dk vereceğim demelisin. Bu süre DGS nin bir soruya verdiği süreye kadar düşmeli.
Garantici DGS Kurbanları
Soruları çözerken bazı garanticiler vardır, bilirsin. Tanıdık gelmiş midir bilmiyorum ama soruyu çözdükten sonra hemen arka sayfadaki cevaba bakıp hah doğruymuş ya da alla alla nasıl yanlış çıktı diyenlerden bahsediyorum. Asla ama asla yapmayın bunu, sonuna kadar çözüp cevaplarına öyle bakın. Neden e çünkü DGS de cevaplarına bakabiliyor musun? Yaa bu yüzden işte, sınava hazırlanıyorsun ve sınav anında da böyle şeyler yaşayacaksın şimdiden bu tip sorular karşısında nasıl karar vermen gerektiğine dair bir strateji geliştirmelisin. Ayrıca bu tip soruları mutlaka farklı bir şekil ya da renk ile işaretlemelisin. Hatanı ya da neden böyle düşündüğünü anlaman ve hatırlaman açısından bu önemli ziyadesiyle bu seni karar verme stratejisi konusunda geliştirecek.
The End
Testi bitirdin. Hiçbir şekilde ara vermeden hemen tek tek cevaplarına bakmaya başladın. Doğru, doğru, doğru derken taaaak o da ne, yanlış mı? Bu soru nasıl yanlış olur ya? deyip hemen hatana bakıyorsun, acaba bi’ işlem hatası mı var gibi. Eğer hatanı bulamaz isen bu soru seni sınavda alt edecek bir sorudur ve ÖSYM nin en sevdiği soru tiplerindendir. Hemen konu çalışırken çözdüğün sorulara ve notlarına bakacaksın. Sonradan yapsan da yapamamış olsan da bu soru kes-yapıştır defterinde mutlaka olmalı, kesip defterine yapıştırmalısın. Bu söylediklerimi tüm yanlış (işlem hatası hariç) şüpheli cevapladıklarına ve yapamadıklarına uygulamalısın. Ayrıca bu soruları birine hemen gidip sorma çünkü senin kendi notlarına bakarak yaptığın ya da yapamadığım bu soruyu çok daha kalıcı hale getirecek. Ayrıca tekrarlıyorum bir testin analinizi yapmadan asla başka teste geçme, asla.
Kes yapıştır defterine tüm bu soruların açıklamalarını el yazın ile yazarsan çok daha iyi olur ancak azami şekilde kısa tutmaya çalışmalısın.
Soru Çözme /Çözdürme
Yapamadığınız her soru sizi geliştiren bir şeydir bunu unutmayın ve notlarına baksan da çözemediğiniz ve defterinize yapıştırdığınız işaretlenen tüm sorular, en geç 48 saat içinde çözdürmelisin. İyi de soruları yapıştırdım nasıl olacak deme Evernote isimli programı indir ve sorulacaklar başlığını açıp sorunun fotoğrafını çek. Bu kadar basit. Ancak burada önemli olan şey şu, çözdürmeden evvel mutlaka ama mutlaka tekrar bak soruya. Soru hakkında ne düşünmüştün tekrar hatırla çünkü “hocaaaaam ben bu soruyu çözemedim” ya da “moruk şuna bi bak çıkmadı la bu” diye arkadaşına çözdürmen anlamsız, sorunu sormadan şöyle şöyle düşünmüştüm hatam neydi diyerek sor bu hem çözen kişiye zaman kazandırır hem de hatanı anlamış olursun ve çözümün bir parçası olursun.
Eğer ilk kez tanışıyorsak seninle ve bu yazdıklarım gayet de aklına yatmış ise daha önce yazdığım DGS ye Nasıl Hazırlanmalı ve DGS ye Hangi Kaynaklardan Çalışmalıyım başlıklı yazıları okumalısın.
Bir sonraki yazımda ben konu çalışıyorum ama elime soru bankasını aldığım an da sorulara eski sevgilinin son mesajına bakar gibi öylece bakıyorum diyen ve temeli çok kötü olan kişiler için soru çözme yöntemlerinden bahsedeceğim, esen kalın.
erkan özcan
konya’da bir yer/ ocak 2017
soru çözme alışkanlığı, soru çözme teknikleri, çözme alışkanlığı nedir?
Nasıl çalışmam gerektiği konusundaki kafa karışıklığım tamamen gitti yazılarınız sayesinde. Çok teşekkür ediyorum kendi adıma
erkan bey, emeğinize sağlık, çok motive edici ve içten yazılar yazmışsınız. hepsini teker teker okudum. dgs’ye yeni çalışmadım aslında, çalışıyordum ama ara ara. tatmin edici değildi. bir de fırsatım olmuyordu, vizeler finaller, ödevler derken.. anlamışsınızdır. 1 ay sonra finallerim başlıyor yine. program yaptım kendime ama finalleri hesaba katmadan. lafı uzatmadan sizden bir öneri almak istiyorum. 16 haftalık bir program yaptım. final haftasında ara verip daha sonra devam etmem motivasyonumu bozar mı? sayısaldan gireceğim. size ulaşabileceğim bir sosyal medya hesabım yok maalesef. umarım en yakın zamanda yorumumu görürsünüz, ve bana dönüş yaparsınız. sağlıcakla kalın.. 😊
Merhabalar Seçil Hanım, hayat telâşesi karşısında hepimiz ertelemeye eğilimliyiz. İnsan beyni tuhaf bir organ zira daima kolay olanı seçmeye yönelir; başarıda, mutlulukta, rahatlıkta, keyifte, sorunlara karşı çözüm üretmede… Aslında bu sorunun cevabı tamamen kendinizi ne kadar tanıdığınız ile ilgili. Daha önce söz verdiğiniz ve yapmanız gereken sorumluluklar arasına hesaplamadığınız bir başka problem çıktığında devam edebildiniz mi? Aynı hevesle_ Aynı motivasyonla?
Size küçük bir sır vermek istiyorum. Motivasyon kendiliğinden gelen bir şey değildir. Hatta bu durum bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Yani bir şeye başlamak için genellikle motivasyonumuz olmaz. Belki planlama sürecinde ya da geç kalma hissi, vicdan gibi etkenler motivasyon sağlayabilir. Ancak devamlılıkta bu etkenler neredeyse etkisizdir. Bir görevi tamamlamak için motive olmamızın tek yolu o işe başlamaktır. Evet istemeyerek de olsa başlamak, motivasyonu kazandıracaktır. Kendinize bu konuda hakim olabiliyorsanız, yaptığınız plan gayet yapılabilir ve gerçekçiyse final dönemleri ertelemeniz mantıklı. Ancak şu an bu durum ile ben karşılaşsaydım, planı ertelemez sadece biraz azaltırdım. Örneğin günde 5 saatlik bir çalışmamı yapacaktım ve günün ilk saatleri miydi? O zaman bunu günün sonuna erteler ve 1 saat ile sınırlı tutardım final süresince. Böylece kazanmış olduğum motivasyonu hem hiç kaybetmez hem de tüm görevlerimi yerime getirdiğim için huzurlu olup, kendime güvenim artardı.
Umarım faydalı olabilmişimdir. Başarılarınıza tüm sevdiklerinizin ortak alkış tutması dileğiyle…
Sizin sayenizde test çözme teknikleri ve alışkanlığıa edinicem iyiki varsınız
Aynen. Test çözmeyi sevmiyordum ve çok sıkıcı geliyordu. İnşallah işe yarar. 🙂
Hayatınıza ufacık da olsa bir katkı sağlamak beni mutlu etti. Üşenmeden bıraktığınız yorum ile bir hayli mesut oldum zira yazdığım tüm şeylerin okunduğunu bilmek benim için en büyük motivasyon kaynağı.