Aldatıldım.
Sırtımda, kaburgalarımın arasında bir bıçak var, çıkaramıyorum. Biraz daha uyku, biraz daha zaman. Kendime artık aynı soruları sormuyorum; neydi bu kadar üzen seni? Cevabını bulabilmiş değilim ama bugüne kadar hep daha kötüsü olamaz diyordum. Anladım. Oldu, olacak.
Gardımı aldım, bekliyorum. Bugün ‘eski ben’in yabancısıyım. Sırtımda hâlen o bıçak var ama bu gece anladım; alışkanlıklarım, ailem, dostlarım, sevgilim, işim, kitaplarım, nefesim olduğundan daha fazlası değiller.
Bıçak hâlen sırtımda fakat bu gece hepsini terk ediyorum.
Gücenmeyin, söyleyin. Gardımı aldım, bekliyorum. Anlamsız güvenişlerimi, adresimi, boktan alışkanlıklarımı, dogmatik inançlarımı, gereksiz hassasiyetlerimi, sahip olduklarımı ve olduğunu sandıklarımı, kendimi kandırmalarımı, uykusuz geceleri, hepsini terk ediyorum bu gece ve hiçbirinden, hiçbir şeyden sadâkat beklemiyorum.
Bugün yakın bir arkadaşımın babasının vefat ettiğini öğrendim. Yaşadığı kederi izledim. Bir narsistin dikkatleri toplayamadığı için yaşadığı kederden fazlası değildi nazarımda ve belki yanılıyorum fakat çekinmiyorum, dinleyin; hiçbir keder diğerinden daha az ya da fazlası değil.
Hep daha kötüsü olamaz diyordum. Anladım. Oldu, olacak. Hiçbiri olduğundan daha az ya da fazla değil.
Günahlarımı affediyorum.
Bu gece tüm taş kalbimle yeniden yazıyorum. Beklentisiz. Aldatabilir. Aldatılabilir. Terk edilebilir. Terk edebilir. Sizden daha az ya da fazlası değil. ‘eski ben’in yabancısı ama sizden, içinizden biri olarak. Yazdığım, yazacağım şeylerin olduğundan daha az ya da fazla olmadığını bilerek.
Yorumlar
No comments yet.